Şamanizm Bir Din Midir?
Şamanizm bir din değildir. Batı uygarlıkları tarafından yanlış algılanan Şamanistler, aslında semavi dinler gibi bir din mensubu sayılmazlar. Şamanizm bir dinden daha ziyade, doğada yer alan canlı cansız her varlığın bir ruhu olduğunu ve bu ruhlar arasındaki etkileşim üzerine kurulu bir dünya görüşü temelleri üzerinde yer alan bir yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimine ait bazı ritüeller mevcuttur ve şamanist kişiler bu ritüellere uygun yaşam sürerler.
Şamanizm Ritüelleri Nelerdir?
Şamanizm ritüelleri denilince insanın aklına belki de çok uzak kavramlar, hayatımızın içerisinde hiç de bulunmayan davranışlar gelse de aslında bizzat günlük hayatımızın içerisinde olan ve doğrudan yaptığımız davranışlar da mevcuttur.
Örneğin;
- Nazar boncuğu kullanımı,
- Yolcunun arkasından su dökmek,
- Kurşun dökme adetleri,
- Ağaçlara dilek amaçlı bez vb. bağlamak,
- Olumsuzlukların duyulmaması için tahtaya vurmak,
- Su içerken bir elin başın üzerinde koyulması,
- Kapıdan çıkarken sağ ayakla çıkılması
Gibi örf, adet ve gelenekler çoğumuzun günlük yaşantısında kullandığı ve kökenleri Şamanizm inancına dayanan davranışladır. Her bir davranışın kendi içerisinde açıklaması bulunmaktadır.
Şamanist Geleneklerin Anlamları Nereden Gelmektedir?
Örneğin nazar boncuğunda yer alan renkli göz, şamanın göz rengini işaret eder ve kötü ruhlardan olumsuz düşüncelerden korur. Kurşun dökme adeti, Şamanizm inancında kut dökme olarak adlandırılır ve kişinin talihine karşı yapılan kötü ruh saldırısının son bulması amacıyla gerçekleştirilir. Hemen hemen hepimizin yaptığı yolculuk yapacak kişilerin aracının arkasından su dökme eylemi, Şamanizm inancında, su gibi rahat, akışkan bir şekilde seyahat gerçekleştirilebilsin diye yapılırdı.
Şamanist bir kişi doğada yer alan her canlı ve cansız varlığın bir ruhu olduğuna inanır. Bu bağlamda doğada yer alan ağaçların Şamanist bir kişi için önemi büyüktür. Bu sebeple, günümüzde hala devam eden bir ritüel olan ağaçlara bez vb. materyal bağlanması, Şamanizm inancında yer alan önemli inanç ritüellerinden birisidir. Şamanist ağaç ruhu aracılığı ile söz konusu dileğin yerine getirilmesi için doğadan talepte bulunmaktadır.
Şamanizm inancı gereği Kökenlerimizin Orta Asya’ya dayandığı göz önüne alınırsa günlük yaşantımızda bu tür ritüellerin olması çok da şaşırtıcı değildir. Bu ritüelleri gerçekleştiren herkese doğrudan Şamanist demek doğru bir yaklaşım olmayacaktır ancak, bu davranışları Şamanizm inancının gereği olarak yaptığını bilen farkında olan kişi Şamanist olarak adlandırılabilir. Orta Asya’da Şamanist olan Türkler arasında hala Şamanist olanlar var mıdır?
Şamanist Türkler Kimlerdir?
Türkler arasında Orta Asya’dan günümüze kadar Şamanist olarak yaşayan topluluklar mevcuttur. Özellikle tarih boyunca demir çağı ile birlikte görülmeye başlanan bu inanç biçimi, günümüzde hala Balıkesir’in Güre beldesinde yer alan Tahtakuşlar Köyü’nde şaman geleneklerinin izlerine rastlanmaktadır. Köyde bulunan Etnografya Müzesinde Şamanizm inancı ve şamanlar hakkında kapsamlı bilgi mevcuttur. Peki Şaman kimdir? Özellikleri nelerdir?
Şaman Kimdir? Kimler Şaman Olabilir?
Şamanizm inancına göre şaman trans haline geçebilen, bu trans halindeyken yer, yeraltı ve gök varlıkları ile iletişime geçebilen kişidir. Şamanlık kişide doğuştan olabilen bir durumdur ve bir kimse sonradan şaman olmak istese dahi bazı kaideler aranacaktır. Bu kaideler, ailesinden daha önce şaman bir kimsenin olması, vücudunun herhangi bir yerinde fazla kemik bulunması gibi alametlerdir. Şamanist bir kimse sadece Şamanizm inancı taşıyor olması sebebiyle Şaman olamaz.
Şamanın Özellikleri Nelerdir? Bir Kişi Nasıl Şaman Olabilir?
Özellikle şaman bir kimsenin vefat etmesi halinde, soyundan gelen bir kişiye şamanlığı aktardığı inancı hakimdir ve soyundan gelen bir kimse şamanlık alameti göstermesi ile birlikte aktarım sağlanır. Şamanlık bir kimseye hastalık olarak gelir. Toplumdaki inanç bu yöndedir. Ailesinde şaman olan bir kişinin bir ruhsal rahatsızlığa tutulması, o kişinin ruhlar tarafından şamanlığa çağrıldığı olarak yorumlanır.
O kişi bu hastalığı yenerse, topluluk nezdinde bu kişinin hastalığı yenmesi sebebiyle iyileştirici etkisinin olduğu yönünde bir kanı uyanır ve şamanlığa yönelik ilk adımı atmış olur. Daha sonra ile Şaman olmanın diğer ritüelleri yerine getirilir. Orman, dağ, mağara gibi insan kalabalığı olmayan doğa ile baş başa gerçekleştirilen ritüeller sonucu şaman adayı şaman olabilir. Şamanizm inancında ruhlar ile bağ kurabilen bir köprü vazifesinde bulunan Şamanların toplum ve Şamanistler için bazı görevleri vardır.
Şamanın Görevleri Nelerdir?
Şaman demek; birebir anlamda karşılığı olmasa da, bir nevi Hristiyanlık inancı için papaz, Müslümanlık inancı için imam olarak düşünülebilir. Bu bağlamda, şamanın başlıca toplum ve kendisi için yapacağı görevler;
- Hastalıkların tedavi edilmesi,
- Kurban ayinlerinin düzenlenmesi,
- Şükretme,
- Fallandırma,
- Cenaze Defin Töreni olarak sıralanabilir.
Hastalıkların tedavi edilmesinden kasıt, bir doktordan daha ziyade, Şamanist inançlarına göre tedavi edilmesiydi. Şamanizm inancına göre bir şamanistin ruhu çalınırsa o kişiye çeşitli hastalıklar musallat olur. Bu hastalıkların def edilmesi, şaman aracılığı ile kişinin çalınan ruhunun geri getirilmesi ritüeli ile gerçekleşir. Şaman burada trans halinde gök ruhları yardımıyla kişinin ruhunun geri getirilmesini sağlayarak hastalığına tedavi bulunmasını sağlar.
Kurban ayinleri Şamanizm inancında önemli bir yer kaplar. Yer varlıkları olarak tabir edilen toprağın üzerinde olan varlıklara kurban edilen hayvanlar koyu renkli olurken, gök varlıkları olarak tabir edilen gökyüzü varlıklarına adanan kurbanların ise açık renkli olması gerekir.
Şamanist olan bir kişi etrafında kötü veyahut iyi ruhların dolaşıp dolaşmadığı hakkında bilgi edinmek, kötü ruhların yaşantısını etkilemesinin önüne geçilmesini sağlamak için Şaman’a görünürdü. Şamanın çeşitli fal ve şükür ritüelleri ile kötü ruhlardan ziyade iyi ruhların yardım ve desteğini edinmesi sağlanırdı.
Son olarak günümüzde de hemen her inanç sisteminde karşımıza çıkan cenaze defin törenleri; Şamanizm inancında da yer almaktadır. Şaman, vefat eden Şamanist kişinin ruhunun, kötü ruhlardan korunarak öteki yaşama geçirilmesini sağlayacak defin törenini gerçekleştirirdi. Şaman bu ritüelleri gerçekleştirirken kendine has kıyafetler giyinirdi.
Şamanizm İnancında Şamanın Kıyafetleri Nelerdir?
Şamanizm daha çok doğa ile insan arasında bağlar kuran bir inanç ritüeli olması sebebiyle şamanların giyindiği kıyafetler de doğa ile alakalı olmuştur. Örneğin, şamanlar bazı hayvanların postunu üzerlerinde taşırlardı. Özellikle başlıklarında hayvan başları taşımak önemli bir gelenektir. Farklı bölgelerin farklı hayvan tercihleri olmuştur ve genellikle kartal, yılan, leopar, baykuş, ayı gibi hayvanların postları tercih edilmiştir.
Bu geleneğin mantığına göre şaman bu yardımcı hayvan sayesinde yer ve gök varlıkları alemine geçiş yapabilir ve bu hayvandan trans durumunda yardımını alır. Hırkaya benzeyen ve bazı durumlarda hayvan postundan yapılan cübbe tarzı üst giyim, yardımcı hayvan olarak seçilen hayvan başlığı, yüksek tabanlı bir ayakkabı ve eldiven gibi kendilerine özgü bir giyim tarzları vardır. Şamanist kişinin bu şekilde giyinmek gibi bir zorunluluğu yoktur.
Şamanizm İnancı Günümüzde Devam Ediyor Mu?
Şamanizm günümüzde Orta Asya’da bazı kabilelerce hala devam etmekte ise de; çok yaygın bir alanı bulunmamaktadır. Ancak Şamanizm, özellikle Batı toplumları tarafından Neo-Şamanizm olarak günümüzde tekrar ortaya çıkmaktadır. Kendilerini Neo-Şamanist olarak nitelendiren insanlar Şamanizm inancını günümüze uyarlamıştır. Buna göre, her insan doğayla uyum içerisinde kendi ruhunun şamanı olarak kendisini kötülüklerden arındırmalı ve bu şekilde tüm toplumun kurtuluşunun sağlanması hedeflenmektedir.
Neo-şamanizm düşünce yapısının temelini, günümüzün tüketim toplumunun doğaya verdiği zararı durdurabilmek, insanın doğayla olan bağını tekrar hatırlaması ve doğa ile uyumlu bir şekilde yaşamanın yeni yollarını bulması oluşturur. Neo-Şamanistler bu sayede gezegenimizin yok edilmesinin önüne geçmek amacı ile geleneksel Şamanizm’in inancının doğa ile birlikte hareket etme felsefesinden hareketle yola çıkmıştır ve Batı toplumlarında yer edinmeye başlamıştır.