Şamanizm Hangi Tarih Döneminde Ortaya Çıkmıştır?
Şamanizm inancının ilk olarak ortaya çıkışı, son yıllardaki araştırmalara göre Üst Paleolitik Dönem’dir. Bu dönemdeki sanatın en esrarengiz yanlarından olan hayvan resimlerinin arasında yer alan çizgili ızgaralar, benekler ve geometrik desenler, Şamanların düşsel ürünleri olarak nitelendirilmiştir.
Şamanizm inancına sahip olan insanların anayurdunun Orta Asya ve çevresi olduğu düşünülüyor olsa da Çin, Tibet, Japonya, Endonezya ve Amerika’da da Şamanizm inancına rastlamak mümkündür. Son yıllarda yapılan araştırmalar Şamanizm inancının Türk topluluklarına özgü olmadığını, bütün Asya’ya hatta Amerika kıtasına bile yayıldığını göstermiştir. Öyle ki Amerika’nın yerlileri olan Kızılderililerin inançlarının ve Okyanusya yerlilerinin de Şaman olduğu ortaya koyulmuştur.
Bölgesel Şamanlıklar Nelerdir?
Avrupa’daki çağ devirlerinin ilkinden beri yaygın olan Şamanizm inancı, Demir Çağı boyunca birbirinden farklı Töton kabileleri ve Fin-Baltık kökenine sahip halklar arasında oldukça popülerdi. Hristiyanlığın doğduğu ilk yıllarda şamanlık yavaş yavaş kaybolmaya başlasa da kırsal kesimdeki insanların adetlerine yerleşen şamanlık adetleri kendini göstermeye devam etmiştir.
Klasik olan Şamanizm inancının anavatanı olarak sayılan Sibirya’da, Ural, Altay ve Paleosibiryalı halklar Şamanizm inancına sahipti. Öyle ki avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdüren bu gruplar modernleşme dönemine kadar Şamanizm inançlarına sahip çıkmışlardır.
Eskimo grupları Doğu Sibirya kıyılarından başlayarak Kuzey Kanada’ya doğru uzanan geniş bir coğrafyada yaşarlardı ve bu grupların Şamanizm inancı ile uygulamalarına sahip oldukları gözlemlenmiştir.
Amazon bölgesindeki yağmur ormanlarında hayatlarını idame ettiren yerli grupların şaman eylemlerinde bulunduğu kayıtlara geçmiştir. Yirminci yüzyılda Amazon yerlilerinin sahip olduğu Tukano Şamanizm inancının zengin sembolizmi hakkında kapsamlı çalışmalar dahi yapılmıştır.
Kuzey ve Güney Amerika kıtaları oldukça geniş ve birbirinden bağımsız kıtalar olduklarından bu bölgelerde yaşayan yerlilerin tek bir dine ya da manevi sisteme sahip olması mümkün değildi. Şamanizm inancına benzer bir şekilde geleneksel şifacılara, mistiklere ve otacılara sahip olan yerliler, bu inancı Şamanizm olarak nitelendirmese de yapılan araştırmalar inançlarının Şamanizm’e çok yakın olduğunu gösteriyor.
Şaman Kimlere Denirdi?
Şamanizm’de Tanrılar ve Ruhlar gibi maddi olmayan varlıklar ile insanlar arasında aracılık yapan, ayinleri ve kutsal ritüelleri gerçekleştiren insanlara Şaman denilirdi. Eski kaynaklara göre bir Şaman’ın en önemli amacı, ruh alemi ile iletişim sağlayarak ruhların insanların hayatlarındaki etkisini artırmaktır.
Şaman Olmak İçin Cinsiyet Şartı Var Mıydı?
Genellikle erkek olan Şamanlar ön plana çıksa da tarihin ilk safhalarında kadın Şamanların olduğu da biliniyor. Birçok Tarih araştırmacısı, tarihin daha eski safhalarında şamanlığın tamamen kadınlara ait olduğunu da dile getiriyor. Bu görüşlerini kanıtlamak için ise şamanların özel bir kıyafete sahip olmadıkları zamanda kadın kıyafeti giymelerini ve uzun saçlı olmalarını öne sürüyorlar.
Şaman Olmak İçin Ne Yapmak Gerekirdi?
Şaman olabilmek için bir şey yapmadan önce kişinin Şaman olarak seçilmesi gerekirdi, bunun da üç yolu bulunurdu. Bir kişinin Şaman olabilmesi için ya aileden gelen bir geleneğe ya içten gelen bir çağrıya ya da klanının isteğine ihtiyacı olurdu. Kişinin Şaman olabilmesi için, nasıl seçildiği fark etmeksizin, Esrime ve Gelenekler düzeyinde eğitimler alması şarttı.
Şamanların Başlıca Görevleri Nelerdi?
Bahsedilmiş olan üç yoldan herhangi biriyle Şaman olarak seçilen kişi gerekli olan eğitimleri aldıktan sonra Şaman olurdu ve Şaman olan kişinin şu görevleri yerine getirmesi beklenirdi:
- En ulu Tanrı olan Bay Ülgen adına törenler düzenlemek ve bu düzenleri yönetmek
- Ruhlar aracılığıyla öğrendiği gelecek bilgisini insanlarla paylaşmak
- İnsanların ettiği duaları ruhlara iletmek
- İnsanları tedavi etmek ve salgın hastalıkları durdurmak
- Klan içerisindeki anlaşmazlıkları düzeltmek
- Gereken durumlarda yağmur yağması için dua etmek
- Arafta kalan ruhları öteki dünyaya ulaştırmak
Bu görevleri yerine getiren ve gerekli eğitimleri alan Şaman, toplumda oldukça saygın bir insan haline gelirdi. Öyle ki anlaşmazlıkların yaşandığı durumda bu sorunun çözülmesi için Şamanlara gidilir, sorunlar burada çözülürdü.
Şaman Kültüründe Evren Nelerden Oluşurdu?
Şamanizm inancına göre Evren; Yeraltı, Gök ve Yeryüzü olarak üç bölümden oluşur ve evreni oluşturan bu bölümlerde sayısız varlıklar bulunur. Gökyüzüyle bağlantılı Tanrılar ve ruhlar, yer ile su Tanrıları ve ruhları, yeraltıyla ilişkili Tanrılar ve ruhlar Evren’de bulunurdu. Şamanizm inancında Ulu Tanrı birçok isimde alınmış olsa da Türklerin inancı Gök Tanrı’yaydı. Birçok oğlu ve kızı bulunan Gök Tanrı’nın Tengri, Tengeri, Töngere, Tingir ve Tangara olarak da adlandırıldığı görülmüştür.
Şamanist Ayinler Nasıl ve Ne Zaman Yapılırdı?
Şamanizm inancındaki ayinler çoğunlukla gece vakitlerinde ya da gün doğumundan hemen önceki saatlerde gerçekleştirilirdi. Öteki dünyada bulunan ruhların gece vakitlerini sevdiğine, kendilerini ve yeteneklerini karanlıkta göstermeyi tercih ettiklerine dair bir inanış vardı. Türk şamanların bulunduğu törenlerde ritüeller kurban verilerek ya da kurbansız bir şekilde gerçekleştirilebilirdi.
Gök Tanrı’ya sunulabilecek herhangi bir şey söz konusu olmadığında Şamanizm törenleri gerçekleştirilmezdi. Kurbansız bir şekilde gerçekleştirilen ritüellere saçı denilirdi ve saçı törenlerinde de Gök Tanrı’ya bir şeyler sunulurdu. Bu şeyler genellikle içki, kımız, süt ve yiyecekler olurdu. Saçı adı verilen kurbansız törenlerde bu sunular mistik alanlara bırakılarak ya da saçılarak Tanrı’ya sunulurdu.
Şamanizm’de Hasta Tedavisi Nasıl Yapılırdı?
Şamanizm inancında Şaman olan kişilerin insanları tedavi etmesine yönelik görevleri de bulunur ve Şamanların bu eylemi gerçekleştirebilmek için kullandığı birkaç yöntem bulunur. Bir hastanın tedavisinde Şaman dizlerinin üzerinde kendisi için güç şarkısını söyler ve bu esnada kendisine yardımcı olabilmeleri için ruhları çağırır.
Bu esnada içinde kum veya su bulunan sepeti kendine doğru çeker, çıngırağını hastanın üzerinde sallar ve ruhları çağırmak için trans haline geçer. Hastanın tedavisine yardımcı olacak grup üyeleri de bir çember oluşturur, güç şarkısı söyleyerek Şamana destek olurlar.
Şamanizm’den Günümüze Kalanlar Nelerdir?
Türk kültüründe ve gelenek göreneklerinde bugün dahi Şamanizm inancının izlerini görmek muhtemeldir. Önemli bir insanın ölümünün ardından matem töreninde ölünün bindiği atın kuyruğunu kesmek, ağaçları kutlu bulmak, çocuklara Yaşar, Durmuş, Satılmış ve Satı gibi isimler koymak bu geleneğin izlerindendir.
Türbelere giderek adak adamak, belirlenen dilek ağaçlarına bağlanan çaputlar veya tahtaya vurmak da Şamanizm geleneğinin bir parçasıdır. Ayrıca herhangi bir şekilde nazar değeceğini düşünmek ve nazar boncuğu taşımak da Şamanizm kültürünün bir parçasıdır.
Şamanlarda Dualar Nasıldı?
Tek tanrılı dinlerde, diğer adıyla monoteist dinlerde dinsel törenler genellikle matematiksel bir şekilde yapılsa da Şamanizm’de öyle değildir. Şaman ayinlerine dışarıdan bakıldığında bu ayinlerde birliktelik görülebilir ancak şamanı etkileyen asıl şey içsel güçler olduğundan ibadetin biçimi ve işleyişi tamamen şamanın ruh haline bağlıdır.
Dinsel törenler esnasında okunacak dualar ve ilahiler o andaki ilhamına bağlıdır, yani Şamanlar herhangi bir duayı ezberlemeye mecbur değillerdir, koruyucu ruhlarının onlara nasıl ilham verdiğine bağlı olarak dua ederler.