Bilimsel Sınıflandırılması
Ak söğüt, Salicaceae familyasına mensup ve Salix cinsini oluşturan bir ağaç türüdür. Genelde boyları uzun olmakla birlikte çalı olarak da görülebilmektedir. Çoğunluğu kışın yaprak dökmektedir, çok seyrek olarak ak söğütler kışın yaprak dökmezler. Ak söğüt ağacının kabuğundan elde edilmekte olan salisin vücut açısından etkili bir ağrı kesici özelliğe sahiptir ve bu yüzden Aspirin gibi pek çok ilaç içerisinde kullanılmaktadır.
Tel bir pul ile örtülü halde bulunan tomurcukları genelde sürgüne yatmış olarak bulunmaktadır. Sürgünler üzerinde diziliş sıraları çok sıralı sarmal haldedir. Yaprakları parçalanmamış ve düz, ince, sade bir görünüme sahiptir. Uzun şerit halinde ya da daha az seyrek olmakla birlikte eliptik bir yapıya sahiptir. Kenarları ise tam ya da bezeli, ince dişli ve dilimli dişli gibi özellikler gösterebilmektedir. Genel yapısı itibariyle ise kısa saplı olarak görülmektedirler.
Yan duruma göre çiçek kurulları ise başak halinde dik halde bulunurlar. Ak söğütler, bulundukları toprak yapısını sevmeleri halinde çok çabuk kök salarlar ve üremeleri tohum ile değil kök sürgünü ile yapılmaktadır. Ak söğütler özellikle kök sürgünü olarak üretilmeye oldukça uygundurlar.
Eski zamanlardan beri pek çok kadim kültürde ak söğüt türüne ayrı bir önem verilmiştir. Özellikle Anadolu’da rastlanmasına neolitik çağdan günümüze kalan bulgularda tesadüf edilmektedir. Anadolu’da bulunan ilk yazılı metinlere sahip olan Hititler için ak söğüt ayrı bir değerde olmuş ve yaygın bir şekilde tıp tedavisinde tercih edilmiştir. Bu ilaca Hititler şişiyamma ismini vermişler ve çok ürettiklerine bakılırsa etkili bir tedavi sağladıkları da tahmin edilebilmektedir.
Aynı şekilde Sümer ve Mısır kayıtlarında da ak söğütten bahsedilmekte ve kabuğundan ağrı ve ateş tedavisinde yararlanıldığı görülmektedir. Hippokrates de yine ak söğüdün şifalı özelliklerinden bahsetmiş olup pek çok tedavisinde ak söğütten yararlanmıştır.
Ak söğütten tedavi amaçlı yararlanılması İskitler’in kayıtlarında da görülebilmektedir. Ayrıca İskitler ak söğüdü kehanet başvuruları için de kullanılmışlar, bu gelenek Mesnevi’de de sürdürülmüştür. Antik Yunan zamanında da ak söğüt yaprakları ile tanrılar ile ilişkilendirilmiş olup Apollon kültünü işaret etmektedir.
Ak söğüdün bir diğer kullanım alanı da kabuklarından ve dallarından sepet yapımında tercih edilmesidir. Son derece dayanıklı olan dalları çok yüksek ağırlıkları bile rahatlıkla taşıdıkları ve her şeyden önce kolay şekil aldıkları için sepet yapımında kullanılmışlardır.
Ak söğüdün içinde bulunan salisin maddesi günümüz tıp gelişmelerini de yakından ilgilendirmektedir. Kristal form olarak ilk kez 19’uncu yüzyılda Fransa’da keşfedilen salisin, ayrıştırılmaya tabii tutularak daha sonra saf haline kavuşabilmiştir. Suda çözünmesinde asit özelliği gösterdiği için bugün kimya alanında salisilik asit olarak isimlendirilmektedir. Üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda asit oranı düşürülerek ilaç sanayinde kullanılmaya başlanmış ve Aspirin’in hammaddesi olmuştur.
Ak Söğüt Hangi Hastalıklara İyi Gelir?
Ak söğüt şifahi özellikleri bakımından çok eski zamanlardan beri tercih edilen, aynı zamanda günümüz tıp literatürü açısından da önemli yere sahip olan bir ağaç türüdür. Yapraklarından ve kabuklarından yararlanmak mümkündür.
Her şeyden önce ak söğüt güçlü bir ağrı kesici özelliği taşır ve geçmişte yaprakları çiğnenerek migren gibi rahatsızlıkların giderilmesinde kullanılmaktadır. Günümüzde de ak söğüt yapraklarını çiğneyerek ağrı kesici özelliğinden yararlanmak, özellikle doğada yaşayanlar tarafından tercih edilebilmektedir. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken konu, yaprakların çiğnendikten sonra yutulmamasıdır.
Ak söğüt kabuğu sürekli oturmak zorunda kalanlara, gün içinde çok az hareket edenlere tavsiye edilmektedir. Özellikle kabuğunun kaynatılarak içilmesi kemik ve kas yapısının güçlendirilmesine etkili olur, vücutta artan asit oranının azaltılmasına etki eder ve bağışıklık sisteminin de gelişmesine yardımcı olur.
Bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olması sayesinde ani şekilde çıkacak ateşlerin de önüne geçmektedir. Vücudun terlemesini sağlayarak böylece toksinlerin ter yoluyla atılmasını, vücudun da rahatlamasına neden olmaktadır.
Ak söğüt kabukları aynı zamanda kaynatılarak kullanıldığında tonik özelliği de göstermektedir. Böylece cilde uygulanması halinde sivilce ya da akne gibi oluşumların önüne geçebilmektedir. Hafif kaynar halde olduğunda ise ayakların sokularak beklenmesi halinde topukların kalınlaşmasını engeller ve aynı zamanda da ayaklarda bulunan toksinlerin giderilmesini sağlar. Ayrıca rahatlatıcı özelliği ile ayaklarda görülen sızı ya da yorgunluğun da giderilmesine etki eder.
Anti bakteriyel maddeler içermesi bakımından da özellikle ileriki yaşlarda sık görülecek olan kireçlenmelerin önün geçmekte etkilidir. Kireçlenmeden kaynaklı oluşacak diz ağrıların görülme oranlarını azaltmaya etki etmektedir.
Migren ve sinüzit gibi rahatsızlıklarda hem yaprakları hem de çayı etkili olmaktadır. Aynı zamanda kanda çeşitli gıdalardan kaynaklı olarak azalan trombosit hücrelerinin yenilenmesi için de etki etmekte ve oluşmuş iltihapları ödemlerin idrar yoluyla vücuttan atılmasını sağlamaktadır.
Ak Söğüdün Kullanılması
Ak söğüt ağacının şifalı özelliklerinden yararlanmak için yapraklarını ve kabuklarını kullanmak mümkündür. Farklı yöntemler ile ak söğüt içinde bulunan şifalı özelliklerden yararlanmak olanaklı hale gelmektedir.
Çay Olarak Kullanılması; ak söğüt ağacını çay olarak kullanmak için kabuklarını kaynatmak gerekmektedir. Bunun için bir yemek kaşığı kurutulmuş ak söğüt kabuğuna ortalama 3 su bardağı su ekleyerek iyice kaynatmak gerekmektedir. Daha sonra bu kaynayan suyu 10 – 15 dakika boyunca dinlenmeye bırakın. Hafif ılımaya başladığında süzerek tüketiniz. İçine limon suyu damlayarak içmek etkisini daha fazla arttırmaktadır.
Gargara Olarak Kullanılması; kabuklarını suyla birlikte bir kap içerisinde kaynatın. Kaynayan suyu en az yarım saat dinlenmeye bırakın. Ardından kabukları sudan süzün ve süzülen suyu gargara olarak kullanın. Başta boğaz sorunu ağrıları olmak üzere pek çok rahatsızlığa iyi gelmek amacıyla büyük yarar sunacaktır. Bunun yanında diş etlerinde görülen rahatsızlıklar için de fayda sağlayacaktır.
Ağrı Kesici Olarak Kullanılması; ak söğüdü çay olarak kullanınca genel bileşenlerinden yararlanmak mümkündür ve ağrı kesici olarak etki gösterir. Ancak daha etkili ve kaynatma gibi durumlar olmadığında yaprakları çiğnenerek de şifasından yararlanılabilmektedir. Bunun için ağzınızı yarı şekilde dolduracak halde tek tek yapraklarını (temiz olmasına dikkat ederek) çiğnemeye başlayabilirsiniz. Bu yöntemi uyguladığınızda önemli olan yapraklardan elde edilen suyun içilmesidir, yaprakların kendisini yutmayınız. Özellikle yaprakların yutulması hazımsızlık ve mide sorunları yaratabilir.
Ruhsal ve Duygusal Etkileri
Ak söğüt ağacının tütsü olarak kullanımı pek yaygın değildir çünkü yanma sırasında ortam tarafından algılanacak koku özelliklerine sahip değildir. Fakat çay olarak tüketildiğinde ruhsal açıdan oldukça yararlı olmaktadır. Ak söğüt ağacı etkili bir sakinleştirici ve mevcut rahatsızlıkları gidermek için idealdir. Çayı ile birlikte kısa sürelerde sakinleşme, huzur bulma ve mutluluk kendisini gösterir. Günün yorgunluğu giderilir ve daha dengeli bir ruhsal yapıya kavuşmak mümkündür.
Kullanımı ve Uyarılar
Hamilelerin ve küçük çocukların çay olarak tüketmesi tavsiye edilmemektedir. Aynı şekilde ağrı kesici özelliklerinden yararlanmak için yaprakların çiğnenmesi de alerjik reaksiyonlara neden olabilir, önceden doktora danışmak yararlı olacaktır.